Hazırlanan bir rapora göre, altının geçen yıla göre güvenli liman beklentisini karşılayamadığı ifade edilirken, bu yıl bu beklentinin fazlasıyla karşılanacağı öne sürüldü.

Troy Kıymetli Maden Ticaret A.Ş. ‘Kıymetli Madenler 2023 Yılı Beklentileri’ raporunda, ons altının 2 bin doları aşacağını öne sürmüştü. Bu yıl ons bazında altının 2 bin doları aşarak rekor seviyeye ulaşması ise dikkat çekti. Ayrıca yayınlanan raporda, 2023’ün gümüş, platin ve paladyum gibi kıymetli madenlerin getirileri anlamında pozitif bir yıl olacağı ifadeleri de yer almıştı.

Gümüşe olan fiziki talebin arttığına dikkat çekilen raporda, artan taleple stokların azalmasının bağlı olarak 2023 yılında gümüş fiyatlarının artacağının altı çizildi. Raporda, “Elektrikli araçlardan, 5G teknolojisine, güneş enerjisinden birçok yeni teknolojiye kadar kullanım alanı artan beyaz maden, artan talep karşısında zayıflayan arz yapısıyla dikkat çekiyor. COMEX ve LBMA kasalarından gümüş çekimlerinin arttığı gözlemlenirken önümüzdeki günlerde stoklardaki bu azalışın gümüş fiyatlarına yansımasını bekliyoruz.” ifadeleri kullanıldı.

Bu koşullarda bu yıl gümüşün yeniden 35 dolar/ons seviyesine kadar çıkmasını beklendiği vurgulandı. Geçen yıl arz tarafındaki kaygıların etkisiyle yatırımcılarına en fazla getiri sağlayan kıymetli maden olan platine, bu yılda benzer nedenlerle ilginin devam edeceğinin beklendiği belirtilen raporda, “Özellikle yeşil enerji konusunda, ülkelerin yatırımlarının platin kullanımını artırması beklenirken, hidrojen enerjisi yatırımları da platine ivme kazandıracak önemli unsurlardan biri olacak.’’ denildi.

Raporda, geçen yıl başta Fed olmak üzere gelişmiş ülke merkez bankalarının sert faiz artırımlarının altın fiyatlarının baskılanmasına neden olduğu belirtildi. 2023’ün faiz artırımlarının hızının yavaşlayacağı, enflasyonun daha da kontrol altına alınacağı bir yıl olacağının beklendiğine dikkat çekilen raporda, “Faiz artırım hızında yavaşlama olmasının yanı sıra 2023 küresel risk algısının da azaldığı bir yıl olacak. Ayrıca pandeminin etkilerinin tamamen ortadan kalktığı özellikle Çin’in de diğer ülkelerle uyumlu olarak kısıtlamaları kaldırdığı bir yıl olacak.” analizi yapıldı.

Bu beklentiler ışığında bu yıl altını güçlendirecek ana unsurun doların alım gücündeki zayıflık olduğunun altı çizildi. Doların alım gücünün zayıflığının yanı sıra Fed’in izlediği şahin politikaları gevşetmesi, faiz artırımının hız kesmesi ve küresel risk iştahının durumunda altın fiyatlarının daha da ivmeleneceğine de dikkat çekildi.