Altının rotası yeni baştan mı çiziliyor?

, ,

ABD’de başlamış olan bankacılık krizi ons altının işine yaramışa benziyor. Altında yaşanan bu hızlı artışla alakalı hafızalardaki soru şu oldu: Altında beklenilen artış öne mi çekildi yoksa tahmin edilen doruk seviyesi yukarı doğru revize mi edildi?

Altının ons fiyatı, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) gerginleşen daralma politikası nedeniyle, dolarda yaşanan güçlenme ve ABD tahvil faizlerindeki artışla birlikte geçtiğimiz yıl olumsuz bir performans sergiledi. Bu yıl ons altında genel beklenti, özellikle yılın ikinci yarısında Fed’in faiz yükseltimlerinin kendini frenlemesi hatta yıl sonlarında düşüşe geçmesi yönündeki beklentilerle 2 bin doların üstüne çıkması oldu.

ABD’de başlayan ve Avrupa’ya ulaşan bankacılık kriziyle birlikte piyasalarda telaş havası hakim olurken; volatilite yükseldi. Yatırımcılar güvenli alan olarak yine altına hücum etti ve ons altın 2 bin 9 dolara kadar sıçrayarak son bir yılın en doruk noktasını gördü. Ons altında yaşanan artış sebebiyle gram altında tarihi zirvesini bin 234 liraya taşıdı. Altında yaşanan bu hızlı artışla akıllardaki soru şu oldu: ”Altında beklenilen artış öne mi çekildi yoksa tahmin edilen zirve seviyesi yukarı doğru revize mi edildi?”

Altının ons fiyatı, bankacılık krizinin oluşmasıyla beraber cuma günkü kapanışa kadar geçen 11 iş günü olan zamanda yatırımcısına yüzde 8 kazandırırken, yıl başından bu zamana kadar getiri oranı yüzde 8,50 oldu.

Ons altının tarihi zirvesi ise 7 Ağustos 2020 yılında görmüş olduğu 2 bin 75 dolar oldu.

Ons altın, yüzde 1,25 oranında azalmayla bin 953 dolarda işlem görürken, gram altın ise aynı dakikalarda yüzde 1,05 azalmayla bin 199 lirada alıcılarla buluştu.

ABD merkezli Silicon Valley Bank’ın (SVB) iflas duyurusuyla başlamış olan bankacılık kriziyle birlikte, altında sert fiyatlandırmalara tanık olduk. Krizin artmasından endişe duyulurken, majör merkez bankalarının verdiği mesajlarda bazı dengelerin değiştiğine şahit olduk.

Alnus Yatırım Araştırma Direktörü Volkan Dükkancık; ‘’Altın 2022 yılı boyunca yatırımcısını en çok üzen yatırım araçlarının başına geldi. Enflasyonla mücadele konusunda gaza basarak agresif bir faiz artırım sürecine Fed ile beraber ‘DXY’ (Dolar endeksi) hızlı bir artış yaşadı. Bu doğrultuda dolar ile fiyatlanan birçok değerli metalde olduğu gibi altın fiyatlarında da ciddi bir geri çekilme yaşadık. Ancak yıl sonuna doğru, Fed’in ayağını gazdan çekeceğine yönelik beklentilerle ‘DXY’de yaşanan gerilemeye paralel olarak altın fiyatlarında da toparlanma öne çıktı. Buna bir de bankacılık krizi üzerinden artan sistemik riskin eklenmesiyle bir kez daha 2 bin dolar seviyelerinin test edildiğini gördük. Yani yaşanan bu süreç altın fiyatlarında başlayan trendi hızlandırdı.’’ ifadelerini kullandı.

Dükkancık, ayrıca açıklamalarını şöyle sürdürdü: ‘’Bundan sonraki süreç için altının hem olası bir sistemik risk karşısında güvenli liman olarak görülecek olması, hem de merkez bankalarının bunca faiz artırım adımına karşın enflasyonu kontrol etmekte güçlük çekiyor olmaları altını 2023 yılı için önemli bir alternatif yatırım aracı olarak öne çıkacağı düşüncesindeyim.’’

Inveo Portföy Fon Yönetim Müdürü Eral Karayazıcı, ‘’Aslında altın Kasım başından bugüne yükseliyor. Bankacılık krizi beş aydır süren bu yükseliş trendi içerisinde güçlü bir katalist oldu. Diğer destekleyici faktör Çin’in gerçekleştirdiği alımlar oldu.’’ dedi.

Karayazıcı, sözlerine şu şekilde devam etti: ‘’Değerli metaller adına yönü belirleyen en önemli faktör uzun vadeli tahvil faizleridir. ABD 10 yıl vadeli tahvil faizi Ekim ayında yüzde 4,25 seviyesindeyken ons altın bin 620 dolara kadar gerilemişti. Şimdi 10 yıl ABD faizi yüzde 3,37 düzeyinde ons altın bin 979 dolar oldu. Bu ters yönlü korelasyonun uzun bir süre daha devam etmesi kuvvetle ihtimal.’’

Biz Finansal Danışmanlık Kurucusu Murat Özsoy; ‘’Bu gelişmeleri, altının rotasında bir yeniden oluşum değil; kısa süreli bir sapma ya da bir yoldan çıkma olarak değerlendiriyorum. Bankacılık krizinden önce ons altın fiyatı kısa vadede bin 876 doları geçerse bin 900 dolar üzeri yolculuğuna başlar şeklinde bir görünüm vardı. Ancak bankacılık krizi bu durumu bir anda çabuklaştırdı ve piyasalarda ani bir riskten kaçış hareketi ile bir haftada 2 bin dolar üzeri fiyatlama gördük.’’ şeklinde konuştu.

Özsoy, ifadelerini şöyle sürdürdü: ‘’Krizin ABD tarafında çok yaygın şekilde etkilerinin görüleceğini sanmıyorum. Ancak bu demek değil ki ons altında bir düşüş başlar ve kalıcı olur. Benim öngörüm zaten Fed’in bu yıl faiz artışlarında yılın ikinci çeyreği gibi duracağı; ons altında ise, yılın ikinci yarısı gibi 2 bin dolar üzeri seviyeleri görebiliriz şeklindeydi. Ana beklenti revize edilmedi, sadece kriz ile zamanlama erkene alınmış oldu.’’

Ayrıca Dükkancık, ’’Altın fiyatlarına aylık olarak bakıldığında son 12 yıllık süreçte önemli bir formasyon olarak gördüğümüz fincan-kulp formasyon oluşumu dikkat çekiyor. Son 3 yılda 3 kez deneyip geçemediğimiz 2000-2100 bandının aşılması halinde, altın fiyatlarında uzun vadeye yayılacak yeni bir yükseliş trendi oluşması beklenebilir. Bu kırılımı yaratabilecek temel nedenlere baktığımızda iki unsur öne çıkıyor. Birincisi merkez bankalarının bunca agresif adım ve şahin duruşuna karşın enflasyonun global ölçekte kontrol altına alınamaması; ikincisi ise finansal sitem üzerinden yayılacak olası bir sistemik riske karşı güvenli liman arayışının öne çıkması.’’ diyerek düşüncelerini dile getirdi.

Karayazıcı, ‘’Önümüzdeki 12 aylık vadede ben tahvil uzun vadeli fazilerde 80 baz puan kadar daha düşüş görebileceğimizi ons altının da görece daha ılımlı bir hızla da olsa yükselişi sürdürülebileceğini düşünüyorum.’’ dedi.

Özsoy, ‘’Şu anda bir sıkışma olduğunu sanmıyorum. Bu durum, bankacılık krizi sonrasında oluşa doğal bir panik ile riskten kaçınma hareketi. Bu durum geçecektir. Yeniden ortalık yatışınca ons altında bin 943 dolar seviyesinin altına sarkmalar göreceğiz. Bu düşüşler olacaktır evet ancak sonrasında ben yine 2 bin dolar fiyatının yeniden test edilme olasılığını çok yüksek görüyorum. Bu gelişmeler için Fed’in artık faiz artışlarına dur demesi ve ABD dolar endeksinin de 100 seviyelerinin altına çekilmesi gerekiyor.’’ ifadelerine kullandı.