Pırlantada HRD kabusu…

, , , ,

HRD Antwerp merkezli bir haber mücevher dünyasında bomba gibi patladı. Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu üyesi gazeteciler Lars Bove (Belçika) ve Pelin Ünker (Türkiye) uzun süren araştırmaları sonucunda uluslararası pırlanta ticaretinin merkezi konumundaki Belçika merkezli faaliyet gösteren HRD Antwerp firması ile ilgili bir soruşturmayı ortaya çıkardılar. Altın Dünyası, çok kapsamlı ve karmaşık haberleri sizin için derlemeye çalıştı, ancak anlaşılan önümüzdeki günler yeni gelişmelere gebe…

Birkaç yıl önce Cumhuriyet Gazetesi manşetinden Türkiye’deki HRD firmasının sahte pırlanta raporları hazırladığı iddiasına yer veren bir haber yayınlandı. Ancak haberde ne bir belge ne iddia sahibinin kimliği ne de suçlanan şirketin söz hakkına yer verilmemişti. Bu haberin ardından HRD Antwerp, haberdeki iddiaları gerekçe göstererek Türk ortağını suçladı ve İstanbul’daki şirketi kapatma kararı aldıklarını açıkladı. Bunun üzerine suçlamaya maruz kalan Türk ortak, gazeteye bir açıklama göndererek iddiaları reddetti. Ortaklar arasında anlaşma sağlanamayınca Türk ortak, 2021 Ekim ayında Belçika mahkemelerinde başvurdu.

Peki gerçekte ne olmuştu?

Yıllarca süren mahkeme sürecini titizlikle takip eden araştırmacı gazeteciler tarafından, Belçika’da yüzlerce, binlerce dosyadan, yüzbinlerce sayfadan oluşan belgeler incelendi ve dünya çapında örnek bir gazetecilik başarısına imza atıldı. Uluslararası medyadaki haberler, sertifikalar üzerinde gereğinden fazla esnek davranma konusunda HRD Antwerp’in ısrarcı olduğu ve yıllar önce suçladığı Türk ortaklarının ise buna karşı çıktığı anlaşılıyor.

Öncelikle yayınlanan her şeyin ‘iddialardan’ ibaret olduğunu belirtelim. Neticede bir soruşturma sürüyor ve herkes bu sürece saygılı olmak zorunda. Belçika mahkemeleri, pek çok iddianın yanı sıra, HRD laboratuvarlarının elmaslara biçtiği değerin şüpheli derecede yüksek olup olmadığını da araştırıyor. Antwerp savcılık sözcüsü Kristof Aerts, Belçika’nın ekonomi gazetesi De Tijd’e yaptığı açıklamada adli soruşturmanın devam ettiğini doğruladı, ancak içeriği hakkında yorum yapmadı. Cezai suç işlenip işlenmediğine adli soruşturma sonucunda karar verilecek.

Uluslararası Elmas Konseyi’nden kovuldu…

Belgelere göre HRD Antwerp firması uzun süredir IDC (International Diamon Council-Uluslararası Elmas Konseyi) standartlarına uymayı taahhüt etmesine rağmen bu konuda standartların dışında pırlanta analizleri yapmıştı. IDC yöneticileri HRD Antwerp’i uyarmışlar, uyarılar sonuç vermeyince de IDC Başkanı Harry Levy, HRD Antwerp CEO’su Michel Janssens’e gönderdiği e posta ile Belçika’nın gururu olan firmayı 20 Temmuz 2017 IDC’den kovmuştu. Buna rağmen HRD Antwerp web sitesinde hala IDC üyesi gibi görünerek “IDC standartlarını uyguladıklarını” belirtmekte sakınca görmemişti. Oysa aynı firmanın yöneticileri, gazetecilerin soruları üzerine “pırlanta derecelendirmesinde tek bir standart olmadığını, her şirketin kendi standartlarını uyguladığını” belirttiler.

IDC Kurucu Üyesi ve aynı zamanda Almanya’nın en eski pırlanta üretim şirketi olan Philipp Hahn Sons’un sahibi olan Dieter Hahn, Deutche Welle’ye yaptığı açıklamada, pırlanta derecelendirme parametrelerini değiştirdiği için Konsey’in, HRD Antwerp ile işbirliğini bıraktığını söyledi. Hahn, “Bu parametreler IDC için kabul edilebilir değildi çünkü sistemimizden çıkıyorlardı. ‘Eğer IDC kurallarına ve IDC parametrelerine uymazsanız, artık IDC’de kalamazsınız’ dedik. Bu yüzden birlikte çalışmayı sonlandırdık.” dedi.

DW haberine göre, mahkeme kayıtlarında, Mumbai’deki HRD laboratuvarı sertifikalı pırlantaların satıldığı ülkeler arasında Türkiye de bulunuyor. Belgelere göre HRD Antwerp, hazırladığı bir iç protokolle sertifikalandırdığı pırlantaları olduğundan daha yüksek gösterdi. Bu şekilde piyasaya giren kirli paranın 240 milyon euro olduğu tahmin edilirken piyasa oyuncularından bazıları kazandı, bazıları kaybetti. Günün sonunda en büyük kaybı yaşayan ise hileli pırlantaları satın alan tüketici oldu.

Kirli rekabet

HRD Antwerp ile ilgili mahkeme dosyalarında yer alan  iç yazışmalar, slaytlar ve toplantı kayıtlarını içeren çok sayıda belge, pırlanta sektörünün kalbi Antwerp’te son yıllarda neler olup bittiğini gözler önüne seriyor. HRD Antwerp; Çin, Hong Kong, Dubai, Hindistan ve Türkiye’de faaliyet gösteriyor. Şirketin İstanbul ve Dubai’deki faaliyetleri 2021 sonuna kadar yaklaşık yedi yıl boyunca Türkiye’deki Enstitü İstanbul Bilim Akademisi Yönetim Danışmanlığı A.Ş. ortaklığında yürütülüyordu. HRD Antwerp kayıtlarına göre şirket 2017 yılında finansal açıdan kötü durumdaydı. Bunun üzerine işgücü maliyetleri ve istedikleri gibi sertifika üretebilecekleri Hindistan operasyonuna odaklandılar.

Şirketlerin kriterleri yarıştı….

Bazı elmas tacirleri, ellerindeki elmasları olduğundan daha değerli göstererek, gerçek değerinden daha yüksek bedelle satmayı “ticari zeka” olarak görüyor. Bu amaçla da uygun durumdaki şirketlerle işbirliği yapmaya sıcak bakıyorlar.

Bunun farkında olan HRD Antwerp yönetimi de, 2020 yılında gerçekleştirdiği bir toplantıda tüm HRD laboratuvarlarında uygulanacak yeni kriterleri deklare etti. Buna göre HRD Antwerp’in analiz sonuçlarının rakipleri GIA ve IGI ile karşılaştıran slaytlarda, esnek bir derecelendirme politikası olan IGI tarafından sertifikalandırılmış taşlar için herhangi bir yükseltme yapılmayabileceği, ancak ABD’li rakip GIA tarafından sertifikalandırılmış taşlar için laboratuvarlarının renk açısından bir ila iki kademe yükseltme yapabileceği; berraklık açısından ise bir kademe yükseltmenin mümkün olduğu ifade edildi. Bunlar aynı zamanda Antwerp’ten gelen şirket içi derecelendirme yazılımı ‘Eureka’ya da otomatik olarak girildi. Söz konusu yükseltme kuralları Mart 2020’de bir iç protokolle belirlendi.

“Bunun adı piyasa dolandırıcılığı”

Temmuz 2021’de HRD Antwerp’te yapılan bir iç toplantıda gündeme gelen Mart 2020 tarihli bir iç protokol, bu şekilde sertifikalandırılmış pırlantaların Türkiye’ye de satıldığını gösterdi. Ancak belgelere göre Türkiye’deki HRD Antwerp ortağı ve şirketin bağımsız yönetim kurulu üyesi yükseltme kurallarını uygulamayı reddetti. Mahkemede yer alan belgeler arasında yer alan toplantı videosunda Ocak 2020’de HRD Antwerp CEO’luğu görevine getirilen Ellen Joncheere, yükseltmeler için dahili bir derecelendirme prosedürü olduğunu ve prosedürde herhangi bir değişiklik yapmadan önce sürecin ticari etkisini değerlendirmeleri gerektiğini söyledi. DW Türkçe’nin haber yayınlanmadan önce sorular yönelttiği Johcheere, burada ne tür bir ticari etkiden bahsettiğine dair soruya yanıt vermedi.

Toplantı videosunda HRD Antwerp’in İstanbul ve Dubai’den sorumlu Ortadoğu Bağımsız Direktörü Michael Davey, “Buna artık prosedür demeyelim. Bu, piyasa dolandırıcılığı yapmanın bir yoludur. Bunu yapmamamız gerekir. Ve bunu kesinlikle kağıda dökmemeliyiz. Eğer yapmaya devam edersek ve (HRD’nin) adını sürekli değersizleştirir ve batarız” diyerek şirketin CEO’su Ellen Joncheere’e seslendi. Joncheere ise bu çıkışı “Hayır, hayır, hayır. Bu dolandırıcılık değil. Bunu yasal olarak kontrol ettik” diye yanıtladı. HRD İstanbul’un Türk ortağı ve direktörü Mehmet Can Özdemir de toplantıda “Pırlantalara değer biçerken belli bir miktar öznellik söz konusudur. Derecelendirmeler daha yüksek veya daha düşük olabilir. Ancak bizim senaryomuzda hemen iki kademe atlıyoruz” diyerek prosedürün durdurulması çağrısında bulundu.

Mayıs 2021’e ait bir toplantı kaydında da CEO Joncheere, ABD’li rakibi GIA tarafından derecelendirilmiş taşları HRD Antwerp’e getirenlerin nasıl sadece bir yükseltme istediklerini açıklıyor. Joncheere kayıtta, “İki tür müşteriniz var: Yeni taş getirenler ve GIA taşları getirenler. GIA taşlarını getirenler yükseltme yapmak istiyorlar, tamam mı?” diyor. CEO, HRD Antwerp’in bu yükseltme işinden vazgeçemeyeceği, aksi takdirde Antwerp ve Hindistan’da çok fazla iş kaybedileceği konusunda uyarıyor:

“Eğer bugün GIA kadar katı standartlara geçersek şirketi kapatmak durumunda kalabiliriz.” 

Bu iç prosedür bugün HRD Antwerp grubu içinde hâlâ yürürlükte.

Konuyla ilgili olarak DW Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Michael Davey de “Yükseltilen veya yanlış derecelendirilen taşların sahiplerinin elde ettikleri kârın yılda yaklaşık 240 milyon euro olduğunu tahmin ediyoruz. Bu çok büyük bir para. Yani kirli derecelendirme nedeniyle birileri bu kadar kazanıyor, bu da birilerinin bu kadar kaybettiği anlamına geliyor. Ve günün sonunda kaybeden tüketicilerdir” dedi.

Mumbai pazarını kazanmak istediler

HRD Antwerp’te derecelendirme standartlarıyla oynandığına ilişkin ilk tartışmalar şirketin Hindistan operasyonuyla ilgiliydi. Dünyadaki elmasların yaklaşık yüzde 90’ının kesim ve cilalama işlemleri Hindistan’ın Mumbai kentinde gerçekleşiyor. HRD Antwerp’in İstanbul ve Dubai’den sorumlu Ortadoğu Bağımsız Direktörü Michael Davey, büyük potansiyeli olan bu pazara erişim konusunda başarısız olan HRD Antwerp’in bu yüzden bazı üreticilere gidip ‘derece yükseltme’ teklifinde bulunduğunu iddia ediyor.

DW’ye 2019’da pazarın birden büyümeye başladığını ve Türkiye’deki mücevhercilerin de daha düşük fiyatlı HRD Antwerp/Mumbai sertifikalı taşlara yöneldiğini anlatan Davey, mücevhercilerin bunun ne demek olduğunun farkına vardıklarında çok mutsuz olduklarını, çünkü itibarlarının zedelendiğini aktardı. Kendilerine gelen şikayetler sonucu harekete geçtiklerini ve HRD Antwerp’e Mumbai operasyonunun ihlallerini bildirdiklerini belirten Davey, günün sonunda şirketin bunu düzeltmek için adım atmadığını ifade etti.

Şirketin sızdırılan kayıtları da gelen şikayetlerin Ağustos 2019’da HRD Antwerp’te bir iç denetim yapılmasına yol açtığını gösteriyor. Eylül 2019’da yazılan iç denetim raporuna göre, Mumbai’deki değerleme sonuçları ile Antwerp ve İstanbul’dakiler arasında gerçekten de ‘önemli bir fark’ olduğu sonucuna varıldı.

Yine şirket kayıtlarına göre HRD Antwerp İstanbul’un direktörleri, Kasım 2019’da HRD Antwerp yöneticilerine resmi bir mektup gönderdi. Mektupta, HRD’nin üst düzey yöneticilerinin her türlü toplantıya rağmen durumun ciddiyetini kavrayamadıkları, HRD Antwerp’in tamamına sahip olduğu HRD Mumbai’deki anormalliklerin kabul edilebilir olmadığı ve şirkete olan güvenin sarsılacağı ifade ediliyor.

Ancak Türkiye’deki ortağın Temmuz 2021’de kendi topladıkları 78 taş üzerinde yaptığı yeni bir iç denetim Mumbai’de sorunların halen sürdüğünü gösterdi.

Türkiye’deki kuyumcular: İtibarımız sarsıldı…

Türkiye hem pazar olarak hem de ihracatçı olarak mücevher piyasasında yükselen bir ülke. Türkiye’ye gelen pırlantaların başlıca kaynaklarından biri ise Hindistan.

DW’nin konuştuğu İstanbul’daki kuyumcular ve mücevherciler de Hindistan’dan gelen taşlardan dolayı tedirgin olduklarını belirtti. HRD Antwerp Mumbai sertifikalı pırlantalardan dolayı yaşadıkları mağduriyeti anlatan kuyumcular, ihracat pazarlarına ve turistlere satılan doğru şekilde derecelendirilmemiş taşlar nedeniyle sektörün itibar kaybına uğrayabileceğini söylediler. Türkiye piyasasında artık HRD Antwerp sertifikalarının daha az tercih edildiğini, çünkü müşterilerinden geri geldiğini ifade ettiler.

HRD Antwerp: Sertifikalarımıza güven yüksek

HRD Antwerp, DW Türkçe’nin, pırlantanın değerini iki derece yükselten iç prosedürün şirketin mali tablolarında nasıl bir değişime yol açtığı, piyasayı nasıl etkilediği, müşterileriyle bu konuda özel anlaşmalar yapıp yapmadığı ve IDC’nin neden şirketle iş birliğini bıraktığına dair ayrıntılı sorularına yanıt vermedi.

Şirket Üst Finans Yöneticisi (CFO) Mark Meukens devam eden soruşturma ve davalar nedeniyle sorulara spesifik olarak yanıt vermeyeceklerini belirterek ‘pırlantalar için tek tip, uluslararası kabul görmüş bir derecelendirme standardı olmadığını’ vurguladı. Meukens, “Sonuç olarak, pırlanta derecelendirmesi yapan her şirket kendine özgü bir standart uyguluyor. Bugüne kadar HRD’nin ya da başka bir elmas şirketinin hiçbir müşterisi bu konuda resmi bir şikâyette bulunmamıştır. Gün geçtikçe, müşterilerimizin HRD sertifikalarının kalitesine yüksek düzeyde bir güven olduğunu görüyoruz” ifadelerini kullandı.

Pırlantanın değeri nasıl ölçülüyor?

Pırlanta derecelendirme kuruluşları, bir pırlantayı karat, renk, berraklık ve kesime göre değerlendiriyor. İşlenmiş bir elmas için kullanılan ağırlık birimi karat ve bir karat 0,2 grama eşit. Ancak eşit karatta olan iki pırlantanın fiyatı renk, berraklık ve kesimine göre büyük değişiklikler gösteriyor.

Bir pırlantanın rengi, renksizden hafif sarıya kadar derecelendirilirken pırlanta renksize ne kadar yakınsa değeri de o kadar artıyor.

Berraklık ise pırlantadaki kusur ve izlerin görünürlük derecesini ifade ediyor. Kusur ve izler çıplak gözle rahatça görülebiliyorsa bu pırlanta “pike taş” olarak nitelendiriliyor. Pırlantanın kesimi için de mükemmel (exc.) ile zayıf (poor) aralığında derecelendirme söz konusu.

Örneğin 1 karatlık I rengindeki taşın rengi iki derece yükseltilip G’ye çıkarıldığında fiyatı 6 bin 100 dolardan 8 bin 700 dolara çıkıyor. Yanlış derecelendirmeden bin 600 dolarlık fark oluşuyor. 5 karatlık bir pırlantanın değeri ise aynı işlemde 181 bin dolardan 259 bin dolara yükseliyor. Aynı taşa berraklık ve kesim için de derece yükseltmeler yapılırsa hileli derecelendirmeden elde edilen kâr daha da büyüyor.

Sertifikalandırma nedir?

Dünyanın dört bir yanında nişan yüzüklerine, kolyelere ve biblolara ışıltı getiren pırlantanın çok geniş bir kalite yelpazesi var. Tüketicilerin ise doğru fiyatı ödeyebilmeleri için pırlantaların kalitesini bilmeleri önem taşıyor. Mücevherciler için de ne satın aldıklarını bilmeleri piyasada sağlayacakları güven açısından önemli. Bu nedenle pırlanta sahipleri, tüccarlar ve üreticiler pırlanta derecelendirme şirketlerine başvurarak ellerindeki pırlantanın derecesini uzmanlaşmış laboratuvar ölçümleriyle sertifikalandırıyor.

Bir pırlanta derecelendirme kuruluşunun ana işi, alım satım işlemlerini kolaylaştırmak için pırlantanın kalitesinin doğru değerlendirmesini piyasaya sunmak.