Mücevher tasarımında sahip olduğu kreatif bakış açısı ile fark yaratan ve dikkat çeken ürünler ile mücevher sektörüne farklı bir bakış açısı getiren Tasarımcı Garo Minasyan ile markası ve mücevher dünyası üzerine keyifli bir röportaj yaptık.
Garo Minasyan’a ilk sorum tabii ki de mücevher dünyasındaki kariyer yolculuğuna nasıl başladığı ve bu yolda nelerle karşılaştığı oldu. 12 yaşında Kapalıçarşı’da babasının yanında çıraklık yaparak mesleğe adım attığını söyleyen tasarımcı, babasından öğrendiği mesleği geliştirerek 1994 yılında kendi atölyesini açmış. İlk önce perakende satışlar yaptığını ancak sonrasında tamamen özgün tasarımlarla markasını bir butiğe çevirdiğini anlattı.
İlk tasarımını ne zaman yaptığını ve neler hissettiğini sorduğumdaysa, başlarda tasarımlarını kendisi için yaptığını hatta 17-18 yaşında sadece kendine tasarladığını fakat etrafı tarafından beğenilen tasarımlarıyla birlikte bu markaya hayat verdiğini söyledi. İlk gösterişli tasarımını ise 30 yaşında yaptığını ve bunun kendisi için bir dönüm noktası olduğunu belirtti. Onu etkileyen ve aklında kala isteklerden birisinin ise, kadınlar için tasarlamış olduğu bir yüzüğü erkek bir müşterisinin beğenip kendine istemesi olmuş.
Meydan okuyan tasarımlar…
Mücevherlerle dolu geçen 30 yıllık bir serüvenin baş kahramanı olan Minasyan, anlaşılan o ki hiçbir zaman sıradanlıktan yana olmamış. Kendine özgün tasarımlara hayat veren tasarımcı, hep farklı ve yeni olanı takip etmiş. Hayat verdiği tasarımlar; birbirinden özel, iddialı ve içinde bir hikaye barındırıyor. Arkadaş grubunda tasarımlarına ilgi nasıl dediğimdeyse, ilk önce arkadaşlarının onu bu konuda cesaretlendirdiğini ve tasarımlarını çok beğendiklerini dile getirdi. Tutkusunu mesleğe çevirmiş olan Minasyan, markasını diğer markalardan ayıran tek bir özellik olduğunu vurguladı: Tasarımlarımız…
Özel bir ruhun adını taşıyan marka: Nairam Design
Tasarımcı Garo Minasyan’ın davetini ilk aldığımda markasının ismini merak etmiş ve araştırmıştım. ‘Naira’ ismini araştırdığımda ise karşıma ‘özgürlük’ kelimesi çıktı. Anlamına bakılırsa tasarımlarında bunu yansıttığını ve markayla özdeşleştiğini düşünmüştüm, elbette bundan daha fazlası vardı. Kızının ismini markasının adı olarak belirleyen bir babanın özlemiyle karşılaştım. Hayattaki en büyük lüksünüz nedir sorusuna da kızımla vakit geçirmek cevabını verdi zira…
Özel tasarımlarla dikkatleri üzerine çeken mücevherler…
Mücevherlerin, özellikle altın olanlarının genelde yatırım aracı olarak kullanıldığını fakat özel tasarımların da alıcısı olduğunu söyleyen Minasyan, her ay düzenli olarak özel tasarımlar isteyen müşterileri olduğunu ifade etti. Ankara, İzmir ve Bursa gibi şehirlerden devamlı müşterileri olduğunu dile getirdi. Ayrıca Amerika, İtalya ve Lübnan’da da müşterileri olduğunu söyledi. Son dönemlerde ise mücevher tutkunlarının özel tasarımlara yöneldiğini vurguladı.
Herkesi içine çeken bir fırtına: Pandemi süreci
Garo Minasyan, herkes gibi pandemi sürecinin onun için de zor geçtiğini, müşterilerinin Kapalıçarşı’ya gelmek istemediğini söyledi. Bir yandan da bu zorlu sürecin ona ve markasına farklı kapılar açtığını, tam da bu dönemde perakende satışlardan butik satışlara geçtiğini belirtti.
Eğer sizler de bu sıradışı, iddialı ve gotik tasarımları görmek, kendinize özel tasarımlar ile hikayenizi üzerinizde taşımak isterseniz Nişantaşı’nda bulunan mağazaya bir uğramalısınız derim.
