Maison Chaumet’nin üç zarif tempolu tablodan oluşan yeni yüksek mücevher koleksiyonuyla göz kamaştırıyor.
Chaumet’in yeni yüksek mücevher koleksiyonu olan Chaumet en Scène, sanatsal disiplinleri bir araya getiren ve üç zarif tempolu tablodan oluşan büyüleyici bir duruş sergiliyor. Arka arkaya gelen müzik, dans ve sihir unsurları, Maison’un yaratıcı ustalığını gözler önüne seriyor. Maison için oldukça değerli olan hareket sanatını somutlaştıran her set, yüksek mücevher parçalarının olağanüstü taşlarını vurgulayan eşsiz bir koleksiyona dönüşüyor.
Müziği kutlayan bu ilk bölümde üç set mücevher sahnenin merkezinde yer alıyor. Zümrüt, safir ve elmas üçlüsü değerli bir harmoni sunarken, safir ve elmas düeti saf bir uyumla yankılanıyor. Son olarak, elmaslar tek başlarına, harika bir melodide parlıyor. İster klasik ister çağdaş olsun, müziği kutlayan bu ilk bölümde, çeşitli motiflerle somutlaştırılan üç set mücevher sahneye çıkıyor. Zümrütlerin anahtar parçalar olduğu bir görünümü çağrıştıran bu set, ihtişamı yalnızca zarafetleriyle eşleşen dört parçadan oluşuyor. Cömertçe iç içe geçmiş zümrütler, safirler ve elmaslar, bıçak sırtı bir ipliğe yerleştirilmiş üç Kolombiya zümrüdü içeren bir kolye oluşturuyor ve toplamda 15,03 karat.

Setin üç parçası, safirleri ve elmasları son derece akıcı bir etkileşimle hayata geçiriyor ve Chaumet’nin imzası niteliğindeki mavi rengin derinliğini çağrıştırıyor. Kolyenin özellikle karmaşık tasarımı, Chaumet’nin stilinde var olan hareketi yansıtıyor. Safir ve elmaslar arasındaki nihai etkileşim, toplam 3,02 karatlık üç elmasla taçlandırılmış bir yüzük ve 8,72 karatlık bir elmasa sahip bir kolyede de mevcut ve mükemmel bir uyum yaratıyor.

Dansa bir övgü olan ikinci Chaumet en Scène bölümü, taşların performansçı olduğu bir dizi koreografi içeriyor. Disiplinleri birleştiren Seylan safirleri çağdaş bir bale yaparken elmaslar, turmalinler ve rubellitler çılgın bir tango yapıyor ve mor safirler altın ve materyal işlerinin yanında sallanıyor.


