Yastık altından Enkaz Altına…


Depremin hemen ardından bölgeye ilk 24 saat içinde ulaşarak arama kurtarma çalışmalarına katkı sağlamaya çalıştım. Zira yakınlarım vardı ve onlar oradayken ben oturduğum yerden olup biteni izleyemezdim.


Neticede bir yandan elimizden geleni yaparken bir yandan da gözlemlerimiz oldu elbette. Herkes öncelikle kendi canını kurtarmaya çalıştı, ardından ulaşabildikleri kişileri ölü ya da diri enkazdan çıkartmak için çabaladı. Tabi bu süreç içinde günler geçti ve sorunlar, yokluklar, hastalıklar derken insanlar güçten düşmeye başladı.


Depremlerde enkaz altında sadece canlar kalmıyor. Deprem olur olmaz malum Cano’lar, kaçak göçmenlerden bazıları ve kötü niyetli kişiler deprem bölgesine akın etti. Depremden zarar gören dükkanları talan edenler oldu. Kimse ihtiyacı kadar alana sesini çıkartmadı; ama kimileri dükkan boşaltıyordu.


Dolayısıyla ihtiyacı olanı değil fazlasını almak isteyenler için yükte hafif pahada ağır olan şeyler daha kıymetliydi. Şimdilik kilolarca altın, yüzlerce kasa çıktı, daha da çıkmaya devam ediyor. Enkaz güvenliği çok önemli. İnsanların biricik birikimleri söz ettiğimiz…


YASTIK ALTINDAN ENKAZ ALTINA…


Çok acı deneyimler yaşadık, deneyimlerden sonuçlar çıkartmak zorundayız. Sırası mı denebilir ama bir şekilde bunu konuşmamız gerekecekti…
Hükümet, kuyumculuk sektörü yıllardır yastık altındaki altınların ekonomiye kazandırılması amacıyla seferber oldu, yine de bazıları için anlamsız bir çaba oldu bu.


Peki hala anlamsız mı?


Yastık altında saklanan altınlar bugün enkaz altında. Hele bir de altınların sahibi öldüyse, burada mülkiyet sorunu ve varislere, yani çocuklara ya da torunlara bu altınların faydasının dokunabilmesi; hayatlarını yeniden kurma şansı ile ilgili sorunlar başlayacak.


Vatandaşın yastık altındaki birikimlerinin bankalarda değil de evlerde tutulmasının nedenleri neler? Bilgisizlik, güvensizlik, cazip olmaması, pratiklik ilk akla gelenler…


O zaman onlara önerilen yastık altındakilerin sisteme kazandırılması tekliflerinin bunları ortadan kaldırması gerekiyor.
Bilgisizlik konusunda ne yazık ki deprem sonrası kaybedilen, zarar gören altınlar konusunda hiçbir şey yapılamaması fazlasıyla öğretici olmuştur eminim.


Güven vermek noktasında hükümet sisteme kazandırılan altınlar ile ilgili kapital kontrol de dahil her türlü güvenceyi vermelidir.
Altınların yastık altından çıkmasının cazibesi arttırılmalıdır bir şekilde… Bunu etraflıca tartışmak gerekiyor.


Ve elbette pratiklik… Evindeki altına her an ve her koşulda ulaşabiliyor insanlar. Bankadaki altınına da bu anlamda her istediğin ulaşabileceğini, işlem yapabileceğini bilmeli.


Yastık altındaki birikimler enkaz altında kalmasın…